Bizim ülkemizde adet haline gelmiş, dilden dile söylenmiş ve bu söylenene söyleyenler bile inanmış. Ne deniyor? “Genel hükümet hangi partidense, yerel yönetimler de o partiden olmalı!” Sebep? Çünkü daha iyi hizmet alınıyormuş! Ben bunun tam tersini düşünüyorum. Nedenlerine değineceğim ama müsaadenizle bölgemizden biraz örnekler vereyim.
***
Avcılar Belediyesi CHP’li. (Gerçi DSP’den seçilmişti, sonradan CHP’li oldu.) Hem de üç dönemdir. Mustafa Değirmenci, Belediye Başkanlık koltuğunda, yani üç dönemdir de iktidar partisi karşıtı partiden, yani muhalif partiden. İlk dönemi saymıyorum, çünkü DSP-ANAP-MHP Koalisyon Hükümeti 3 buçuk sene sürdü. Sayın Değirmenci koltuğuna ısınamamıştı ki partisi erken seçim kararı aldı ve aynı sene içinde seçim barajının altında kalarak nerdeyse silindi gitti. Yeni nesil gençlerin çoğu bu partiyi hatırlamaz bile…
Mustafa Değirmenci başarılı mı? Bana göre başarılı. Eğer başarılı olmasaydı, Avcılar halkı 3 dönem üst üste seçmezdi. Hükümet desteği olmadan hatta hükümet ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tüm engelleme çalışmalarına rağmen, ilçenin öz kaynaklarını kullanarak harika hizmetlere imza attı.
Esenyurt Belediyesi hükümet yanlısı, yani AK Partili. Peki dönün Esenyurt’a bir bakın bakalım. Senelerdir Esenyurt’taki rant ve hatta bir çok usulsüz uygulamalar gazete sayfalarını süslemedi mi? Sonuç “anamı alan kadı” misali hükümetin kayırmacı tutumu ile halen Necmi Kadıoğlu koltuğunda…
Beylikdüzü bir konuda çok şanslı. Çünkü Beylikdüzü Belediyesi AK Partili olmasına rağmen Belediye Meclisinde muhalefet çoğunlukta olunca muhalefet meclis üyeleri Beylikdüzü’nü yağmalatmadı. CHP ve MHP’li Meclis üyeleri adeta etten duvar örerek Beylikdüzü’ndeki rantı ve şahsi çıkarları önlediler.
Büyükçekmece Belediyesi CHP’li. Başkan Dr. Hasan Akgün hükümetin ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin engelleme politikasına rağmen fevkalade başarılı bir 5 seneyi geride bırakıyor. Bu ilçemizde de AK Partili meclis üyeleri çoğunlukta olduğu için zaman zaman Dr. Akgün sıkıntı yaşadı. Çok bunaldığı günler oldu elbette ama Hasan Akgün 39 yıllık belediyecilik deneyimleri ile bu sıkıntıları aşabildi. Başkan Akgün’ün yerinde bir başkası olsaydı, o makamda rahat oturamazdı. Hatta hiçbir hizmet üretemezdi, çünkü AK Partililer silindir gibi ezerdi başkanı…
Çatalca Belediyesi CHP’li ve Cem Kara, ılımlı politikası ile ilçesine elinden geleni yaptı. Zaten Sayın Kara öğretmen kökenli bir siyasetçi. Hatta yeni bir siyasetçi. Birçok engeli AK Partililerin desteği ile aştı. Lakin O da kendi partisine yaranamadı. Cem Kara’nın şansı, Çatalca küçük bir ilçe ve Belediye Meclis Üyeleri de başka partilerden olsalar bile Çatalca’nın yerlileri hatta belki de hepsi birbirine akraba bile diyebiliriz. İşte bu bağ içinde Cem Başkan hizmette sıkıntı yaşamadı…
Silivri Belediyesi CHP’li ve en zorluğu da Özcan Işıklar yaşadı. Çünkü Özcan Işıklar’ın en büyük şansızlığı AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş gibi kurt bir siyasetçinin her attığı adımı denetliyor olmasıydı. Metin Karakaş, her zaman sinsi planları olan bir kişi ve bu kişi siyasette gerçekten çok usta…
Tüm bu olumsuzluklara rağmen Özcan Işıklar Silivrililere hizmet etmeyi başardı. Başardı, çünkü Sayın Işıklar’ın da en az 25 sene gibi uzun bir süre belediyecilik deneyimleri var. Pasların nerden geleceğini, nereden gol yiyeceğini çok iyi bildiği için, defansı sağlam tuttu. AK Partili Metin Karakaş’ın tüm şutları da bu sayece taca çıktı…
Demem o ki, bir ilçe öz kaynakları ile hizmet alabiliyorsa; o kaynaklar adam gibi kullanılıyorsa oradaki belediye başkanı gerçekten başarılı demektir. Yani kimse yalandan yana yatmasın çamura batmasın. Başarmak için aynı partiden olmaya gerek yok. İşi bilmek yetiyor. Yarın daha detaylı anlatacağım inşallah…