Eskilere, yaşlılara, alanında uzman ve emekli olanlara bizim halk “eski tüfek” diyor. Halk tabiri ile eski tüfeklerin modası geçti, şimdi tam ve yarım otomatik, çok mermili, çift şarjörlü tüfekler çıktı.
Bunlar da eskiyecek elbette çünkü teknoloji gelişiyor haliyle de değişiyor. Ama insanoğlu neden değişmiyor? Aslında insanoğlu da değişiyor.
Mesela eski siyasetçiler var mı şimdi?
Yok.
Eski zanaatkarlar, eski ustalar ve eski esnaf var mı?
Elbette var.
Var ama eski ustalık anlayışı, eski esnaf ahlakı yok.
Kısacası eskiler eskidi gitti, eskiler eskidi bitti.
Öyleyse, siyasette bu eskiler niye bitmiyor veya neden çekip gitmiyorlar?
Niye gitsinler ki!
Halen O’nlara rağbet var.
Çünkü kendilerinden sonrasını hiç düşünmedikleri için yerlerine, makamlarına, koltuklarına kendilerinden sonra geçecek adam yetiştirmediler.
Bizim ülkemizde on beş yıl, yirmi yıl hatta otuz veya kırk yıl belediye başkanlığı yapmış eskiler var.
Kesinlikle itirazım yok. Tecrübe onlarda, bilgi onlarda.
Çünkü çok okuyan çok bilir ve bildiklerini pratikte uygular. Yıllarca belediyeyi yönettikleri için bu tecrübelerden kesinlikle faydalanmak lazım. Lazım da koltuğu bırakıp gidip, yeni gelenlere “Abilik” yapsalar daha iyi olur.
Halk tabiri ile eski tüfekler, bilgi dağarcığı geniş kişiler. Ancak sadece kendileri biliyor ve bildiklerini ise görev süresince kimseye öğretmiyorlar, öğretememişler de...
İşte bu yüzden siyasette yeni yüz bulmakta zorlanıyoruz. Ve bu yüzden de eski tüfekler elimizde yarı çakıyor, yarı patlıyor.
Durum böyle olunca da kalite düşüyor, vatandaş yeniyi görmedikçe partilere oy veresi gelmiyor. Verse bile gönülden vermiyor.
Bizim millet antikaya meraklı ama eski siyasetçiyi sevmiyor vesselam...