Bugün öğleden sonra Büyükçekmece AK Parti İlçe Teşkilatına uğradım.
Sekreter hanıma, ‘Başkan yerinde mi?’ Diye sordum, “Yok gelmedi” dedi.
Ben de geçtim bekleme yerine, masa üstünde gazeteler vardı, gazetelere göz atarken orada bulunanlarda bir hareketlilik oldu. Kafamı kaldırdım baktım kim geliyor diye...
Büyükçekmece AK Parti İlçe Başkanı Murat Çelik ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Muş içeri girdiler, peşlerinde bir kaç kişi daha var.
Halk olarak biz de bekleme salonundaki masada oturuyoruz.
Koca koca kelli felli adamlar ama içlerinde ruh kalmamış!
İnsan dediğin bir yere girdi mi “Merhaba” der. Müslümanım diyorsa “Selamünaleyküm” der.
Hani; ‘Tayyip Bey eeeeyyyy Kemal Kılıçdaroğlu’ diyor ya.
Ben de koskoca partinin koskoca Genel Başkan Yardımcısına eeeeyyyy Mehmet Muş diyorum!
Koskoca partinin koskoca İlçe Başkanı Murat Çelik. Hadi misafirin havalı, kibirli, iktidarın şımarık çocuğu! Peki; sen kendi ilçe halkına selam vermeye tenezzül etmeyecek kadar mı bu partinin iktidar gücü ile kibir girdabına girdin?
***
Tayyip Erdoğan yırtınıyor garibim! Partiyi ayakta tutmak için il il, ilçe ilçe hatta köy köy geziyor ve üç dört gün sonra yerel seçim var. Üç beş oy fazla alayım diye didiniyor ama buralardaki sözüm partililer “millete tepeden bakan” tavır içinde iktidar sarhoşular!
***
Gerçi adayları Mevlüt Uysal’da aynı O da bambaşka bir alem adam. Recep Tayyip Erdoğan’ın rüzgarı ile Başakşehir Belediye Başkanı oldu. Daha sonra yine Tayyip Bey’in önerisi ve tavsiyesi ile AK Partili belediye meclis üyelerinin oyları ile hasbelkader İstanbul Belediye Başkanı oldu.
Hani denir ya “Ya kaderin ya kayınpederin ya da pederin sağlam olacak” diye!
Bu arkadaşımın kaderi sağlammış vesselam!
***
Bu kez işte sağlam kayaya tosladı yani seçmene...
Sayın Mevlüt Uysal, seçmen, Recep Tayyip Erdoğan kadar zatıalinizi kayırmaz bunu bilesin. Hem şu etrafında ki “Padişahım çok yaşacılar” var ya; onlara hiç güvenme çünkü onlar halktan çoktan çizik yemiş muhteremler.
Bak bugün ben bunu bire bir yaşadım ve bu yaşadıklarımı bu köşeye taşıdım.
***
Şimdi gelelim seçmene! Sayın Büyükçekmece seçmeni!
Size bir tavsiyem var, dört gün sonra sandığa gideceksiniz ve benden size tavsiye bunlara oy moy vermeyin! O beğenmediğiniz Hasan Akgün’ü bin kere ararsınız!
En azından Hasan Akgün, her gün içimizde… Her gün hatta her saat çok rahat ulaşabiliyoruz! Şimdi diyecekler ki İrfan kızmış yazmış, aynen öyle kızdım çünkü masada on kişi varız, hiç birimizde mi bir selama layık değiliz?
Ha bu arada bu yazı bunları eleştiren ilkyazım da değil, bundan önce de bir kaç defa daha yazdım eleştirdim.
Kısacası sayın seçmen, ben bana düşeni yapayım yani sizi uyarayım, siz de size düşeni yapın...