Ekmek yedikleri tekneyi sadece kirletmediler hatta kırmaya çalıştılar!
Hiç lüzumu yokken kavga çıkardılar ve bu kavganın adınada “Hak arama kavgası” dediler yani kendilerine ekmek veren, çoluk çocuklarının rızıklarını kazanmalarına vesile olan patronlarına adeta savaş açtılar!
Sanki; hakları gasp ediliyor gibi, kendi içlerinde bile huzuru sağlayamamış, birbirleri ile sürekli kavga halinde olan, sözde sendikaya sırtlarını yasladılar!
Peki; sonuç ne oldu?
Koskocaman bir hüsran.
Yıllardır ekmek yedikleri iş yerinin önünde, aylarca hadise çıkardılar. İş yerini kötülediler, patronlarını kötülediler, fabrikanın prestij kaybetmesi için ellerinden geleni yaptılar ve bunun adınada “Hak arama!” dediler.
***
Kimden bahsediyorum? Silivri Kınalı’daki Kale Kayış fabrikası ve çalışanlarından...
Daha önceleri yazdığım iki köşe yazımda belirttiğim gibi, bu durumdan işçilerde hiç hoşnut değiller ama bir kere “Kör şeytana” uydular işte...
Adım gibi eminim çok ciddi oyuna geldiler yani sendikanın oyununa geldiler.
Petrol İş Sendikası kendi içinde kavgalı ve bir kaç guruba bölünmüş, parçalanmış, sözde bir “hak arama” merkezi işte...
***
Kısacası sevgili işçi kardeşim kendisine hayrı olmayan bu tip sendikaların oyununa gelmeyin. Geçtiğimiz hafta yazdığım köşe yazımda ifade ettiğim gibi, “Devir artık eski devir değil, devir emeğin, hakkın, hukukun çok ciddi arandığı bir devir. İş yerinde sıkıntın mı var? Ara 170’i anlat sıkıntını devletin etkili ve yetkili kurumları anında geri dönüş yapsın. Sen boşver sendika mendika işlerini. Herkes kendi çıkarına bakıyor.”
İşte o gün dediğimi şimdi yine söylüyorum senin hakkını hukukunu alın terini, emeğini ancak sen koruyabilirsin.
***
Son söz olarak şunuda belirteyim, Silivri Kınalı’daki Kale Kayış fabrikasındaki sendikanın kandırıp sokağa döktükleri işçiler duyduğuma göre noter kanalı ile işlerinden yani fabrikadaki görevlerinden istifa etmişler.
Patronunu üzdün, birlikte omuz omuza el ele senelerdir birlikte çalıştığın arkadaşlarını üzdün.
Ülkenin içinde bulunduğu dar boğaza rağmen zar zor kurumunuzu ayakta tutmaya çalışan patronunuz, belki hakkınız olmamasına rağmen tazminatınızı ödedi. İşte şimdi kaldın işsiz!
Seni gammazlayan, ayartan sendika temsilcilerin nerede? Onlar önümüzdeki günlerde yapılacak sendika seçimlerine odaklanmış durumdalar yani senin işsiz kalman kimsenin umurunda değil sevgili işçi kardeşim.
Bana soruyorlar, “sen emek düşmanımısın?”
Yok kardeşim inan emek düşmanı değilim ama işçi kardeşimi uyarmak görevim. Kınalı’daki kayış fabrikasını sık sık zikrettim aslında amacım bu fabrikada yaşananlar diğer işçi kardeşlerime bir uyarı olsun istedim yani “kızım sana diyorum, gelinim sen anla” oldu...