Benzetmede hata olmasın, bizim oralarda bir deyim var ve bu deyim genellikle yaylalarda çobanların otlak kavgasından sonra söylenir...
Söz şu;
“Çingene'nin kavgası Kürt'e yaradı”
***
Şimdi diyeceksiniz ki “Ne alaka...”
Alakası şurada; 31 Mart 2019 yerel seçimleriyle ilgili dört partide hatta beş partide sıkıntı büyük!
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) en güçlü olduğu yerlerde aday çıkarmayıp, “Cumhur İttifakının Adayını” yani Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) adayını destekleme kararı aldı.
Milliyetçi Hareket Partisi en güçlü olduğu yerlerde bile aday göstermeyip, AK Parti adayını destekleme kararı aldı. Bana göre yerel seçimlerde buna hiç gerek yoktu.
Üç beş büyükşehirlerde oda sadece merkezlerde belki olabilirdi.
Olmadı yani ağalar, yapmadılar. Kendileri daha iyisini bilirler elbette ama yine benim gördüğüm vatandaş bu “ortaklığı” tutmadı. Bu ittifaktan hiç bir partili memnun değil!
Partili derken tabandan söz ediyorum. İki gün önce Samsun’a gittim, Samsun Büyükşehir, merkez ilçeleri ve çevre ilçelerinin siyasetçileri ile görüşmeler yaptım.
Seçmenlerin tepkisini bire bir gördüm, yaşadım. Yani seçmen kendi görüşlerini, fikirlerini hiçe sayıp, genel merkezin kendi iradesi ile aldığı bu kararlardan hiçte memnun değil.
***
Ben ömrümde ilk defa böyle karma karışık bir seçim yaşıyorum. Öyle bir seçim ki ruhu, heyecanı hiç yok. Aynı parti içindeki kişiler bir birine kırgın ve bu kırgın olanlarında hepsi birden genel merkez yöneticilerine kızgın ve kırgın!
Bu manzarayı görünce kime oy verileceğini inanın kestiremiyorum.
***
Yaşadığım yani ikamet ettiğim şehir İstanbul...
Bu şehrin 3. Bölgesi 11 ilçeden oluşuyor. Avcılar, Beylikdüzü, Esenyurt, Büyükçekmece, Çatalca, Silivri başta olmak üzere İstanbul'un merkez ilçeleri dahi darmadağın...
Partililer bir birileri ile aralarında kavga ediyorlar... İşin bir de en garibi, partililer genel merkez yöneticileri ile de kavga ediyorlar!
Bu kavgaların ana nedeni ise beklentilerin hayal kırıklığına dönüşmesi!
Bana göre kesinlikle haklılar, lakin bir de bizlerin buradan göremediği ve genel merkez yöneticilerinin gördüğü ciddi tehditlerin olduğu kanaatindeyim.
Sayın Bahçeli Bey’in sık sık dillendirdiği “Beka sorunu” vurgusu boşuna değildir diye düşünüyorum. Sayın Erdoğan’ın yine sık sık dillendirdiği “Birlik” vurgusunu sadece üç beş oy artırımı için söylemediğini düşünüyorum.
“Bekara karı boşamak kolaydır” atasözünde olduğu gibi, biz buralarda olur olmaz konuşuyoruz ama hiç birimizde demiyoruz ki “Ülke ciddi tehdit altında olmasa, bu iki lider tek parti gibi niye hareket etsin?”
***
Partileri ayrı, isimleri ayrı, tüzükleri ayrı, liderleri ayrı ama hedefler bir “KIZILELMA!”
Bu durumda bize düşen “TURAN ÜLKÜSÜ"ne sımsıkı sarılmış, bu iki Lidere ve ekibine sahip çıkmak, destek olmak, hatta ölümüne bu iki lidere kol kanat germek düşer.
Seversiniz sevmezsiniz ama durum bu!
***
SİLİVRİ CHP...
Neredeyse Türkiye’de her ilin ilçenin adayları belli oldu ama bir tek Silivri’nin adayı belli değil!
Silivri AK Parti ve Silivri MHP adayını belirledi, sahaya indi.
Silivri CHP ise daha adayını belirleyemedi bile...
Silivri’de “İstenmeyen adam” mevcut belediye başkanı Özcan Işıklar iken, genel merkezin olmazsa olmaz tek adayı Özcan Işıklar...
Kısacası CHP Genel Başkanı, Özcan Işıklar’da ısrar ederken, Silivrili CHP’liler “Özcan Işıklar’ı biz istemiyoruz” diyor.
Bu durumda “Dayatma” ile belirlenen adayın seçimde ne kadar şansı olur onu da 31 Mart 2019 akşamı hep birlikte göreceğiz.