Sosyal medyayı takip edenler, kendi gözleri ile görüyorlar!
Eski MHP’li ile yeni İYİ’ciler dalaşıp duruyorlar.
Bu dalaşmalar bazen öyle bir hal alıyor ki belden aşağı!
Kızıyorum ve nazım geçenleri arayıp, ‘Ayıptır günahtır arkadaşlar. Biz bu insanlarla daha dün omuz omuza birlikte Kızılelma Ülküsü için mücadele ediyorduk’ diyorum ve arabulucu olmaya çalışıyordum. Çalışıyorum da, önceki gün bir gerçeği gözlerimle görüp, kulaklarımla duyduktan sonra ben de karışmayacağım artık!
Karışmayacağım, çünkü işin içinde kurnazca ve şeytanca hile sezdim.
Nasıl mı?
Bakın anlatayım.
Silivri Merkez Lokantası’nda öğle yemeği yiyorum. İçeri İyi Partililer girdi. Selam verdiler ve yanıma doğru gelip elimi sıkacaklardı ki, eskiden hasbelkader MHP İlçe Başkanlığı da yapmış şimdi İyi Parti İlçe Başkan Yardımcılığı yapan Nedim Dündar, “Sen ülkücü olmuşsun...” dedi ve hiç alakasız bir şekilde bana sataştı. Aralarında İYİ Parti GİK Üyeleri Mehmet Tolga Akalın, Enez Kaplan, Silivri İlçe Başkanı Ozan Ersaraç, İlçe Başkan Yardımcısı Alpay Denizli, İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Yamaç ve ilçe yöneticileri de var.
Selam verdiklerinde nezaketen ayağa kalkmıştım ve bir el işareti ile tersleyip yerime oturdum, ama ağzıma geleni de saydım. Nedim efendi özür üstüne özür diledi ama özrünü asla kabul etmedim, etmem de.
Etmem çünkü benim ülkücülüğümü ölçecek, tartacak çapı olmadığı gibi, haddi bile olamaz.
Asıl burada benim üzüldüğüm, ilçe başkanı ve diğer arkadaşlar çok zor durumda kaldılar.
***
Tam da erken seçimin açıklandığı saat içinde yaşadığımız bu dalaştan sonra kafama takıldı. İyi Parti bu adamlarla mı seçime gidecek?
İlçe Başkanları akıllı, uslu, edepli, terbiyeli bir arkadaş ama görüyorum ki emekleri boşa gidecek. Çünkü bu patavatsız adamlarla seçim alınmaz ama şu olur; bunlar kırar döker, ilçe başkanı işi toparlamaya çalışır. İşi toparlayana kadar da iş işten geçer, yani seçimler biter.
Lokantada yüzlerine haykırdım, buradan bir kez daha söylüyorum:
BENİM ÜLKÜCÜLÜĞÜMÜ BIRAKIN SİZ, SİZİN GENEL BAŞKANINIZ BİLE TARTIŞAMAZ.
Milletin siyasi görüşü, dünya görüşü, rengi, ırkı, dini imanı sizi ilgilendirmez.
Kimin neci ya da kimci olduğunu tartışmaya veya konuşmaya kalkarsak üzülen siz olursunuz.