Bizim ülkemizde sanayici kaz yerine konur.
Gelen yolar, giden yolar, ama kimse bir avuç yem vermez!
Cumhurbaşkanı kürsüde iş adamını parmakla gösterir, hem de isim vererek “Okul yaptır” der. Hayır deme şansı yok: ‘Emredersiniz Sayın Cumhurbaşkanım...’
Başbakan da aynı yolu izler ve iş adamı, yani sanayici ‘Emredersin’ der.
Bakan Bey boş durur mu?
O’da...
Sanayici bir toplantıya gitmeye korkar oldu ama gitmek zorunda çünkü isim isim çağırılıyor.
İş adamlarının bağlı bulunduğu STK’lar keza öyle.
Sanayici bilmem ne derneği, iş adamları bilmem ne derneği ve bir de sendikaları var...
Aidatlara çoktan razılar da, hiç akılda olmayan adeta piyangodan çıkarcasına olan katkı payları...
“Hadi bunlara eyvallah” diyor sanayici, karınca kararınca elinden gelen maddi manevi desteği sağlıyor. Gocunsa bile sağlıyor “Belki bir gün lazım olur bu kuruluşlar" diyor.
Yerel yönetimler...
Onlarla başa çıkmak, yedi başlı canavarla başa çakmaktan daha zor!
Kaymakamlıklar ayrı, birimler ayrı, müdürlükler ayrı ayrı çalıyorlar kapılarını.
Devlet tepeden tırnağa sanayicinin yakasında!
Siyasi partiler ve ilçelerdeki STK’lar sanayicinin desteği ile ayakta duruyorlar.
Sanayicinin bağlı bulunduğu ilçede hasta dertli bitmiyor.
Yetmedi, öğrenci bursu.
Ama en zoru ise belediyeler.
Belediyeler tam bir baş belası. Festivaller başta olmak üzere ilçede belediye öncülüğünde yapılan tüm etkinliklerde sanayicinin kapısı çalınır.
O kurulan sahneler, o kulaklarınızı tırmalayan sesler ve adına müzik ziyafeti dedikleri şeyler var ya, sanayicinin verdiği paralarla getiriliyor.
Belediyelerin temel hizmet alanı içine girer “sosyal belediyecilik.”
Girer de belediye bütçesinden hiç para harcamaz ve tüm gelirleri sanayicilerdir, iş adamlarıdır.
Müteahhitlik bürolarının neredeyse kar ortağı gibidir belediyeler. Mesela projen mi var, “önce in birinci kata bağış yap” denir.
“Bu ne bağışı?” deme şansın yok. Birinci kata inmek zorundasın ve yasa dışı da değil. Ama bir şartla, makbuz mukabilinde...
Maalesef bizim ülkemizin birçok belediyesinde makbuz alınmaz. Çünkü belediyenin bir çok harcaması da yasal değildir. Belediyeye müfettiş gelir, denetimler yapılır ama hiç bir şey çıkmaz; çünkü alan seve seve alır, veren de seve seve kendi rızası ile verir. En azından öyle görünürler.
İşte böyle belediye seve seve ister, sanayici de seve seve verir...
Bir kaç gündür sanayi bölgesini geziyorum, iş adamları ile sohbet ediyorum. Dinliyorum ve bazı konuları tartışıyoruz, bilmediklerimizi öğreniyoruz.
Gezdiğim, sanayi bölgelerinin yolları berbat.
Yağmurlu havalarda çamur deryası, kurak havalarda toz duman.
Yazının başında söyledim. Madem sanayici yolunan kaz, madem öyle görüyorsunuz, öyle ise yollarını yapın.
Yağmur yağınca çamurdan, güneş doğunca da tozdan dumandan kurtulsunlar.