Aklıselim düşünmek lazım.
Aynı yolda yürümüşsünüz…
Yağan yağmurda birlikte ıslanmışsınız…
Aynı ağacın dallarıyız diyordunuz…
Ne oldu şimdi?
Ne girdi aranıza?
Kadife koltuklar mı?
***
Bak gardaşım, makamlar mevkiler gelir geçer ama önemli olan hoş bir sada bırakmak...
“Ülke bekası” diyerek koskoca Devlet Bahçeli bile size kol kanat gerdi!
Hatta “kayıtsız şartsız” destek verdi ve vermeye devam ediyor.
Neden yapıyor bunları?
Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar gereği.
Dört bir yanımızdan saldırıyor düşman.
Yetmezmiş gibi içimizdeki hainler harekete geçirildi.
Ortalık yangın yerine dönmüşken, sen halen “senlik benlik davası” peşindesin.
Kendini düşünme ülkeyi düşün!
Ülke demek, her birimizin evinin içi demek değil mi?
Evinin içinde huzuru olmayan aileden kime ne hayır gelir.
Huzursuz bir ailenin ne kendine ne komşusuna ne de ülkesine faydası olur mu?
“Olmaz” diyorsunuz ama, derlenip toparlanma derdiniz yok ve siz daha partinizin teşkilat binalarında huzuru sağlayamadınız be kardeşim!
O teşkilatlar sizin aileniz değil mi?
Hani “biz kardeşiz” diyorsunuz ama, görünürde sadece palavra.
Siz kardeş falan değilsiniz.
Siz mevki makam peşine düşmüş birer rantçısınız!
Bunu ben demiyorum, bunu sokaktaki her vatandaş diyor.
Diyor; çünkü gerçekten öyle görünüyor.
Adınızı Adalet ve Kalkınma Partisi koymuşlar ama kendi içinizde adaletsizsiniz.
Kalkınma demişler ama sizin topyekün kalkınmak gibi bir derdiniz yok.
Düşmüşsünüz ufak tefek menfaatler peşine.
İl teşkilatlarınız, ilçe teşkilatlarınız cadı kazanı gibi!
Bunca yük sadece bir kişinin omuzlarında.
Hiç kızmayın, Allah sağlıklı uzun ömür versin, Recep Tayyip Erdoğan da olmasa ortada AK Parti diye bir parti kalmayacak.
Kısacası kim ilçe başkanı olursa olsun, etrafında kenetlenin ve ilçeleri, illeri, siz yönetin. Önümüzdeki bir yıl içinde iki seçim var ve bu seçimlere siz böyle mi gireceksiniz?
Peki siz bu kafa ile seçime girerseniz bu kime yarayacak?