Bu ülkenin elli yılına aklım eriyor. 1970’li yılları yaşadım. Tüp kuyruğuna, yağ kuyruğuna girdim, mazot, benzin sırası bekledim. Sol-sağ kavgasının tam içindeydim.Vurduk vurulduk, kırdık kırıldık. Bu ülkede yıllarca hükümet kurulmadı. 6 ayda bir cumhurbaşkanı değişti. Huzur istikrar hak getire ve bu ülke insanı bırak büyükşehirleri, köyünde bile mutlu değildi. Bu ülke insanı 1980 yılına gelindiğinde her gün onlarca cenaze kaldırırdı. İşte bu yüzden olsa gerek, darbe gibi en adi bir uygulamaya bile alkış tuttu bu millet. 1983 yılına kadar bu ülkede kıtlık vardı kıtlık. Anavatan Partisi'nin iktidarı bu yoklukta kuruldu ve aynı yıl iktidar oldu. Rahmetli Özal ve ekibi gerçekten bir çağı kapattı, bir çağı açtı.
Açılan yeniçağ, yoklukların bittiği ve yükselişe geçilen bir çağ oldu. İşte o ruh, bugünkü Türkiye’nin temelini atmış oldu. Sevin sevmeyin, inanın inanmayın ama, Türkiye AK Parti iktidarı ile akıl almaz bir yükselişe geçti. Görmek isteyen görür, görmek istemeyen zaten ne yapılsa göremez. Bin kere anlat, yüzbinlerce örnek göster, görmek istemeyen zaten görmüyor. Bundan 10 yıl önce merhum annem kan kanseri oldu ve bizim aylık masrafımız o günkü para ile 10 milyondu. İlacını eczaneden alırdık hastaneye götürürdük. Onu da bulabilirsek... Çok şükür o günler bitti.
Şimdi mi?
Şimdi ben kanserim ve yaklaşık 5 yıldır tedavi görüyorum ve hiç bir sıkıntıya düşmeden devlet tüm ihtiyaçlarımı karşılıyor. Parası olan özel hastaneye gidiyor, olmayana da zaten devlet sahip çıkıyor. Bu arada devlet hastaneleri de özel hastane gibi. Şimdi bu yazıya birileri yine sinir olacak, hatta yazının altına “satılmış” bile diyecekler ama doğrular da söylenmeli. Bundan on yıl önce hastalar hastanelerde rehin kalırdı. Ben muhabirim ve bununla ilgili yüzlerce habere imza attım ve “Paran yoksa öl” diye manşetler yaptım.
Şimdi?
Şimdi mi, ambulans uçaklar, helikopterler var. Hatta hastana evinde bile bakılıyor. Evinden alınıp evine getiriliyor. 1987 yılında diyaliz makinesi yok diye benim böbrek hastası eşim vefat etti. Şimdi her binanın altında diyaliz merkezi var. Yoldan, köprüden, barajdan, eğitimden, bolluktan, lüksten, teknolojiden hiç bahsetmiyorum. Elimizdeki son model telefonlardan altımızdaki arabalardan bahsetmiyorum. Bunları bilen biliyor da, kalpleri kararmış, kalp gözleri kararmışlar görmek istemiyorlar. İşte bunun için bile, ben ve benim gibi birebir her şeyi yaşamışlar doğruyu söylemeli.
Bu millet nankör değil.
Değil, çünkü her seçim oyunu artırarak Ak Parti'ye verdi.
Birde "milli konularda" bayağı yol kat ettiler.
Son 2 sene içinde terörle mücadelede gözle görülür ciddi bir çalışma var. Dört yanımız düşmanla dolu ve yetmez gibi içimiz de hainlerle dolu. İşte bu hükümet bunlarla tek tek başa çıkıyor. Şükür son yıllarda MHP ve Sayın Devlet Bahçeli Bey de milli konulardan dolayı hükümete destek veriyor, çok da iyi yapıyor. Bu hükümetin eksiği yok mu? Elbette var. Ben onları da yazıyorum ve defalarca yazdım da...
Bu yazıyı yazdım diye bundan sonra eleştirmeyeceğim anlamına gelmiyor.