Geçtiğimiz Eylül ayı benim için yoğun geçti!
Büyük kızımın düğünü, küçük kızımın 19 Mayıs Üniversitesini kazanması ve O’nun yurdu, okul kayıt işlemleri için Samsun’a gidişim...
*
Kısacası köşe yazısı yazmaya fırsatım olmaması nedeniyle sizlerden kısa bir süre ayrı kaldım. Akabinde sizlerle birlikte, bölgemizdeki gündemden de ayrı kalmış oldum.
Neyse ki; bu ayrılık uzun sürmedi ve döndüm işimin başına!
Aslında bölgede çokta değişen bir şey yok. Siyaset aynı, spor aynı, dedikodular dersen oda aynı...
Velhasıl bir ay önce ne varsa yine aynen devam ediyor!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu 23 Haziran’dan sonra yani 3 buçuk ayda İstanbul’da toplasan belki de 23 gün durmadı. Göreve geldiği günden bu yana yurt içi, yurt dışı derken hep gezmelerde...
Bu gezmelere, deprem, sel, afet hiç engel değil, “Genel sekreterim orada” deyip işin içinden çok rahat çıkıyor!
Ekrem İmamoğlu’nu çok iyi tanıdığım için bunun böyle olacağını biliyordum ve seçim döneminde bas bas bağırdım, ‘Bu arkadaşa oy vermeyin çok pişman olacaksınız’ diye ama bana inat vatandaş gitti sandık başına yüzde ellinin üzerinde oy verdi. Şimdi bize düşen ise ‘İnşallah dedikleri gibi her şey çok güzel olur...’
*
Silivri’de ise durum her yerden çok farklı gidiyor. Ölümde, düğünde, depremde, selde, her hangi bir felakette Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz halkın içinde...
Bir insan hiç mi yorulmaz, hiç mi uykusu gelmez ve hiç mi bıkmaz?
Vallahi yorulmuyor, billahi bıkmıyor! Düğünde oynuyor, ölümde ağlıyor, Silivri’de bir kişinin bile bir derdi varsa, Volkan Yılmaz’ı uyku tutmuyor!
Silivri’nin son dönem siyasi tarihinde ilk defa böyle bir Belediye Başkanı görüyorum!
24 saat halkın içinde olan, cadde sokak karış karış Silivri’yi gezen, büyüklerin elini, küçüklerin gözlerini öpen!
Bir de şu söylemi çok hoşuma gitti; “Beş sene sonrayı düşünüyorsam namerdim”
Her siyasetçi ölene kadar koltukta kalmak ister ve tüm planlarını “Koltuk hesabı” yaparak, gününü ona göre değerlendirir ama bizim başkan tüm hesaplarını “Mutlu Silivri” için yapıyor.
Yani şunu demek istiyor, “Ben; Bana verilen görevi adam gibi yaparım ve Silivriliyi mutlu yarınlara hazırlarım 4 buçuk sene sonra yapılacak yerel seçimlerde takdir vatandaşıdır...” Bir de, “Kişilere, çıkar çevrelerine, siyasi baronlara, rant çetelerine boyun eğecek bir Belediye Başkanı olmayacağım. Hep halkın yanında, vatandaşla yürüyen bir Belediye Başkanı olacağım. Silivrililer buna sonuna kadar inansınlar. Silivri artık soru işaretleriyle dolu bir yönetim anlayışıyla yönetilmeyecek. Şeffaf bir anlayışla yöneteceğiz" diyor.
*
Kısacası Volkan Yılmaz kuru gürültüye pabuç bırakmayacak kadar cesur ve yürekli. Çünkü Sayın Yılmaz, Başbuğ Alpaslan Türkeş’in ilmini, dokuz ışık doktrini özümsemiş Dr. Devlet Bahçeli gibi bilge bir devlet adamının rahle-i tedrisatından geçmiş önemli bir şahsiyettir.
Demem şu ki Volkan Yılmaz sıradan bir ilçe veya il siyasetçisi değil, Volkan Başkan çok yakın bir zamanda, çok önemli görevleri ile Türkiye gündemine oturacak bir şahsiyettir.
*
Bu iddiam sizi şaşırtmasın, siz siz olunuz bu yazdıklarımı yabana atmayın ve her gün aklınızda kalacak bir yere not ediniz.
Hayırlı haftalar dilerim…