35 yıldır icra ettiğim gazetecilik mesleğimde net olarak gördüğüm, tarihin tekerrürden ibaret olduğudur. Hükümetlerin kurulması, yıkılması, heybetli liderlerin umarsızca ayakların altına alınmasını bizzat gözlemledim. Önümüzdeki iki hayati seçimin de Türkiye tarihinin dönüm noktalarından birisinin olacağını düşünüyorum.
***
Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk'ün sağlığında da defalarca kez denemesine rağmen hayata geçirmeye ömrünün vefa etmediği “çok partili dönem” ile ancak 1951 tarihinde tanıştı. Merhum Adnan Menderes, 10 yıl tek başına iktidar olma kudretine sahip oldu. Bu kudretin etkisiyle “Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz” demişti. 6-7 Eylül olayları sonrasında İstanbul yağmalanmıştı. Menderes, idam sehpasında canını teslim ettiğinde Türk Demokrasi tarihi unutulmayacak bir leke ile kirlenmişti.
***
27 Mayıs Darbesi'nin önünü açan olayların ardından Cemal Gürsel yönetime el koymuş, Emin Fahrettin Özdilek'in ardından asker yönetimi yeniden sivil iktidara teslim etmişti. Muhafazakar demokrat çizgisinde olan Demokrat Parti, dünya sistemleri ile entegre olup ekonomiyi canlı tutma yolunu tutturmuşken, yozlaşmanın önüne geçememiş ve nihayetinde darbe ile iktidarı İsmet İnönü liderliğindeki CHP'ye teslim etmişti. Soğuk savaş yıllarında bile Türkiye'yi 2'inci Dünya Savaşı'ndan uzak tutmayı başaran İnönü, 5 yıllık iktidarı döneminde de iç kargaşaya mahal vermemişti. Ancak ekonomik kriz, yeniden muhafazakâr demokratların önünü açmıştı.
***
Velhasıl 30'uncu Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile halk "Köylü Sülo" ile tanıştı. Türk Siyasi Tarihi'nin en kilit isimlerinden olan Süleyman Demirel tam 6 yıl tek başına iktidar oldu. Demirel'i 6 yıl baş tacı eden Türkiye, askeri vesayetin müdahalesi, siyasi belirsizliklerin yaşandığı kısa bir dönemin ardından Karaoğlan'a göz kırptı. Aynı Demirel gibi "halktan biri" imajını sürdüren Bülent Ecevit, bu tarihten itibaren gerek tek başına gerek Demirel ile yaptığı koalisyonlarla kurulan hükümetlerin başındaki isim oldu. Vatandaş, muhafazakar demokratları, sosyal demokrat Bülent Ecevit'i baş tacı ederek cezalandırdı. Siyasi kargaşanın yaşandığı son dönem ana kuzularının siyasi kavgalar neticesinde toprağa verildiği bir dönemi beraberinde getirdi ve yine darbe geldi. Ve yine hükümet muhafazakar demokratlara teslim edildi. Türkiye, bu dönemin ardından Turgut Özal'a güvendi. Onu baş tacı etti.
***
Güçlü Özal Hükümeti dünya ile entegre bir sistem sürdürdü. Marketteki kuyruklar bitti. Türkiye, tüm dünyayı esir alan kapitalizmle bu sayede tanıştı. Erişim kolaylığı, krediler, arabalar ve daireler... Herkesin her şeye sahip olması sağlandı. Ancak Türkiye bu dönemde borçlanarak geleceğini ipotek ettirdi. Ekonomik istikrar, güçlü devlet gibi kavramlar yayıldı. Belediyelerin yüzde 90'ı Anavatan Partiliydi. Yerel yönetimler de güçlü Özal'a sırtını dayamıştı. Anavatan'ın iktidarı her alanda hissedildi. Türkiye artık kapitalizmden vazgeçemezdi. Özal'ın tek başına kurduğu iki hükümeti, Yıldırım Akbulut ve Mesut Yılmaz iktidarları seyretti. Siyasi belirsizliğin yoğun olduğu bu dönemin ardından Türk Milleti yine 1991-93 yıllarında Süleyman Demirel'e güvenmişti. Ancak Demirel hüküm süremedi. Vatandaş 3 dönemin ardından yine sosyal demokratlara göz kırptı. Erdal İnönü’nün naif kişiliği fazla dayanamadı ve istifa eden tek Başbakan unvanı ile perdeden çekildi.
***
Tansu Çiller'in koalisyonlarla sürdürdüğü 3 dönemin ardından sırasıyla Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan ve yine Mesut Yılmaz hükümetleri seyretti. Yolsuzlukların, banka hortumlamanın ve naylon fatura gibi kavramların Türk literatürüne girdiği bu sürecin ardından vatandaş yine Karaoğlan dedi. Sağlığı iyi durumda olmayan Ecevit, iki dönem üst üste Başbakan oldu. Esnaf meclisin önünde yazar kasasını fırlatmıştı. Ekonomik krizin en üst seviyede yaşandığı bu yılların arından tarih tekerrür etti. Sosyal demokratların başındaki Bülent Ecevit, muhafazakâr demokrat Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi'ne hükümeti devretti. Bu dönemde Türkiye, aynı Özal dönemi gibi kapitalizmin nimetlerinden faydalandı. Sıcak paranın marifetiyle borçlanabildi. Bu şekilde 3'üncü dönemin neredeyse sonuna gelindi.
****
AK Parti şimdi de kritik yerel seçimlerin hesaplarını yapıyor. Çünkü kısa bir tarih araştırması bile Türk Siyasi Tarihi'ndeki Anavatan Partisi'nin akıbetini öğrenmeye yetiyor. Muhafazakar demokratların 3 dönemlik ömürlerini tamamladıkları aşikar. İşte bu yüzden aktif görevdeki her AK Partili bir yerlere aday. Çünkü bu seçimin son seçimleri olduğunu gayet iyi biliyorlar. Silivri AK Parti'ye, Büyükçekmece AK Parti'ye ve Beylikdüzü AK Parti'ye başkanlık yapacak kimse kalmadı. Çünkü herkes belediye başkanlığı ya da meclis üyeliği istiyor. Son kez eline kudret geçirmek isteyen AK Partililer, "Tarihin tekerrürden ibaret olduğunu" biliyorlar. Sıra şimdi sosyal demokratların. Adnan Menderes'in ardından gelen İsmet İnönü gibi, Demirel'in ardından gelen Bülent Ecevit gibi, Özal'ın ardından gelen Erdal İnönü gibi Erdoğan'ın ardından da sosyal demokrat çizgisindeki bir Başbakan gelecek. Ancak o da uzun ömürlü olmayacak. Cemaat-Hükümet kavgası uzun zamandan bu yana zaten bunu işaret ediyor…