Ta altmışlı yıllardan bilirim taşıma oyları...
Ben çocukken, bizim köyde muhtar seçimi için 'Yaylacılar' bizim köye kayıtlı olurdu.
Şimdi bile halen varlar. Mesela aile köyümüzü bile bilmez ama kütüğü bizim köydedir.
Aile, Samsunlu Çarşambalı ya da Bafralı ama bizim köyde oy kullanıyor. Ne alaka demi?
Alakası şu; vatandaş yaz aylarında bizim yaylalara koyun sürüsünü otlatmaya getirir çünkü bizim yaylalar hem serin olur hem de otu bol ve sağlıklı. İşte bu yüzden, yaylalarda daha rahat hareket edebilmesi içinde kendisine yakın gördüğü muhtarın seçilmesini ister ve oyu da bizim köydedir.
***
Yukarıda anlattıklarım altmıştı yetmişli yıllardan bu yana böyle.
Şimdi yani seksenli yıllardan sonra mı?
Hiç değişen bir şey yok! İstanbul’da ne kadar yerel seçim yaşadıysam, hep aynı tartışmaları gördüm, duydum, bire bir yaşadım.
Başta Büyükçekmece olmak üzere seksenli doksanlı yıllarda Esenyurt, Kavaklı, Gürpınar, Yakuplu ve Kıraç gibi beldelerde belediye başkanları taşıma oy ile seçilirdi. Seçim vakti yani seçim günü Haramidere ve TÜYAP’ın önü arkası otogar gibi olurdu. Büyükçekmece’ye Sakarya’dan, Kavaklı'ya Ordu ve Giresun’dan otobüsler dolusu oy taşınırdı.
***
Silivri’de ve beldelerinde sahiller, yazlık evler oy deposu olarak hizmet verirdi.
Bunca yıldır taşıma oylara karşı çıkanlara yani bağıranlara bakıyorum da hep seçim kaybetmişler bağırıyor, ortalığı ayağa kaldırıyor.
1985’mi 1986 yılımı tam hatırlayamadım...
Beylikdüzü'nde Bizim Kent Sitesinde bir apartman dairesinde yüzün üzerinde seçmen çıkmıştı. Biz de haber yapmıştık ve daire sahibi bize sözde açıklama yaptı; “Ev benim değil mi, istersem 500 kişi bir evde yaşarız size ne...” demişti ve basmıştı küfrü...
***
Yine aynı adamlar, yine aynı 'Parti'nin militanları, severleri, mikrofon ellerinde bangır bangır bağırıyorlar, “Taşıma oy vaaaarrrrr”
Yok be kardeşim, yok taşıma maşıma yok.
Sadece adres değişikliği var!