Yerel seçimlerin üzerinden birkaç gün sonra 1 yıl geçmiş olacak.
Türkiye gündemi hızla değişirken, yerel gündemi yerel siyasetçiler belirliyor ve gazeteciler değerlendirmelerini yapıyor.
Geçen gün yayımladığım “Hatasız Kul Olmaz, İhanet Etseler Bile” başlıklı yazımı okumayanlara, okumaları için bir kez daha tavsiye ediyorum. Çünkü hem vefayı, hem özeleştiriyi, hem ihaneti, hem de "2029 yolunda" her şeyin mübah olduğunu anlatıyordu.
O yazımdan sonra arayanlar, başka konularda not almama yardımcı oldular. Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu’nun 1 yıllık performansı, muhalefetin eleştirileri ve gazetecilerin yorumları derken, gündem önümüzdeki günlerde iyice hareketlenecek.
O haftalara gelmeden önce “etekteki taşları dökenleri” dile getirmek istiyorum. Bu yüzden sizi 1 yıl öncesine, hatta bazen 15 yıl öncesine götüreceğim, sonra tekrar günümüze döneceğiz. :)
Volkan Yılmaz’ın 2024 Seçimlerini Nasıl Kaybettiğini Tartışanlar Hala Var
Tartışılacak çok şey var, bu yüzden hâlâ kaybedenlerin nedenlerini bulamayanları da, bulanları da görüyorum. Oysaki Cumhur İttifakı iktidardayken, yaptığım eleştirilerden rahatsız olanlar, “Sen bizim için sağda solda kaybedecekler diyormuşsun” diye telefon bile açmışlardı. En yakınlarıma bile anlatamamıştım meramımı!
Bu nedenle, 24 Nisan 2023 tarihli “Bak Zafer Kardeş” başlıklı yazım, gizli saklı değil, ulu orta söylediklerimin bir özetidir. Açıp okuyun, “Şunu şunu yaparsanız kaybedersiniz” demekti.
Şimdi, 1 yıl geçtikten sonra Volkan Yılmaz’la ilgili özeleştiri yapmak ve şapkayı öne koymaktan başka bir erdemli davranış yok. Eğer 2029 planları varsa ajandalarda, kartlar yeniden dağıtılacaksa, özeleştiri yapanları hainlikle suçlamak yerine, "oy devşirme ve bölme operasyonları" yapanlar suçlanmalıdır. Ayrıca hâlâ hain veya suçlu aramak, boşa kürek çekmektir!
Volkan Yılmaz ve Hüseyin Turan’ın Ortak Kaderi
Volkan Yılmaz’ın en iyi yaptığı şey çalışmaktı. Gece gündüz demeden çalıştı, hizmet etti. Bu hizmetler gökten kendi kendine inmedi. Hüseyin Turan’ın başkanlığındaki 2004-2009 dönemi, onlarca yılın yatırımları olarak anıldı. O dönemde altyapının büyük bölümü yapıldı (dere ıslahı hariç), doğalgaz geldi, belediye, adliye binası ve hastane o ekibin eseriydi. Ancak ne oldu? AK Parti 2009 seçimlerinde kaybetti. Volkan Yılmaz ile Hüseyin Turan’ın yerel siyasetteki başkanlık kariyerlerinin benzer bir yönü var: “Çalıştılar, hizmet ettiler, ancak kazanamadılar.” Sebepleri farklı olsa da sonuçlar aynıydı: Çalışarak kaybetmek!
Silivri’nin seçmen profili bu noktada yine etkili olmuştur diyelim.
Volkan Yılmaz’ın Kaybetme Sebepleri:
Volkan Yılmaz, hizmet anlamında Silivri’de her şeye odaklandı. Altyapıdan üstyapıya kadar büyük bir mücadele verdi. AK Parti hükümetinden CHP’li İBB’ye kadar birçok kapıyı aşındırdı. Peki, bu hizmetlere rağmen neden vatandaştan geçer not alamadı?
Kısaca nedenlerini sıralayalım:
İttifak Uyumsuzluğu: AK Parti ile gerekli uyumu sağlayamadı. Seçim günü sandık başkanları ve yöneticileri bile kopukluk içindeydi. Ak Partililerin “Başkan yardımcılığı” beklentisi konuşuluyordu. Bu durum, AK Parti ve kendi cenahında muhatap tayin edememesi nedeniyle insanlar arasında duvar örülmesine neden oldu. Zira 3 başkan yardımcısının da CHP ile yakın ilişkisi vardı.
MHP ve AK Parti Teşkilatlarıyla İletişim Eksikliği: MHP ve AK Parti teşkilatları seçim havasına giremedi. Bu da, tüm yükün Volkan Yılmaz’ın omuzlarına binmesine yol açtı. Meclis listeleri de küslüklere neden oldu.
Ekonomik Zorluklar: Ülkedeki genel ekonomik durum, İstanbul ve birçok ilde AK Partili belediyelerin kaybetmesine neden oldu. Silivri’de de benzer bir durum yaşandı.
STK ve Derneklerle İletişimsizlik: STK’lar, yöre dernekleri ve spor kulüplerinin beklentileri karşılanmadı. Bu durum Volkan Yılmaz’ın eleştirilmesine neden oldu.
Rakibin Stratejisi: Rakibinin “Burada oturmuyor, kibir siyaseti yapıyor” söylemi, seçim meydanlarında etkili oldu.
Personel ve Ekonomik Sorunlar: Personelin eylem yapması ve zamların yetersizliği, Yılmaz’ın kaybetmesi için fırsat sundu. Üstüne az yapılan zamlar eklenince, sorunlar daha da büyüdü.
Doğrudan ve Net Tutum: Volkan Yılmaz çok doğrucuydu. “Olursa olur, olmazsa olmaz” derdi. Vatandaşı oyalamaz, zaman kazandırmazdı. Ancak bu da zaman zaman eleştirilmesine yol açtı.
Kapalı Bir Tutum: Eleştireni hemen bozan bir tutumu vardı, ki bu meclisteki muhalefete karşı da belirgindi. Dışarıdan gelen fikirlere kapalıydı. (Bunu bizzat yaşadım, belki bana öyleydi bilemiyorum.)
En Güzel Özelliği: Duruş sahibiydi. Korkusuzdu, cesaretliydi. Silivri’de kimseden korkmazdı.
“Sosyal deney” siyasetiyle, kişisel ve ayrıcalıklı grupların belediye başkanı değil, Silivri’deki herkesin başkanı olmayı savundu. Kimseye ayrıcalık tanımadı, kendi arkadaşlarım bile bana kızacak derdi, bu nedenle bazı kesimler ona oy vermedi.
Yolsuzluk iddiaları yok: Birçok eleştiri yapabilirsiniz ama Volkan Yılmaz için ‘Davaya ihanet etti, çaldı, çırptı, kendine rant sağladı’ diyemezsiniz. Kendi tarzı, Türkiye siyasetine, yani Ankara eksenli siyasete daha yakın olduğu için yerel siyasette başarısını sürdüremedi.
Bu konu artık kapanmalı.
İşin özeti bence budur.
vesselam...