Birbiri ile ilişkili ve etkileşimde olan varlıkların bileşkesine ya da ortaya çıkan bütünlük ve işlevselliğe sistem adı verilmektedir. Günümüzde önemli ve karmaşık işlerde sistem oluşturmak ya da bütünlüğü sağlamak için sistem mühendisliği mesleği bile vardır. İyi bir sistemin oluşmasında temel olarak zamanlama ve işlev çok önemlidir. En basitinden insan vücudundan örnek verdiğimizde; dolaşım sisteminde kalp ve damarların kanın insan vücudundaki en küçük ikinci birimi olan dokuya ulaştırılmasında önemli bir işleve sahip olduğu gibi, aralarında inanılmaz bir zamanlama söz konudur.
Yukarıda açıklandığı gibi sistemin varlığından söz etmek için her birim kendi işlevini gerekli zamanda yerine getirmesi gerekmektedir. İşte bu noktada işin doğru zaman ve işlevde, etkinlikte yürütebilmesinde sisteme ihtiyaç vardır. Spor çeşitli amaçlarla gerçekleştirilen oyun, rekabete dayalı sosyo teknik ve kurallı hareketler bütünüdür. İçerisinde yönetim ve organizasyon olan tüm alanlar sistemi gerektirmektedir. Spor da yönetim ve organizasyon bakımından uzun vadeli bir sistemle organize edilmektedir. Spor yönetiminin temelinde insan kaynağı, hizmet üretimi, bütçe ve muhasebe, pazarlama, halkla ilişkiler ve çeşitli karar verme süreçleri bulunmaktadır. Bu süreçlerin uzun vadede başarılı ve istikrarlı bir şekilde oluşmasında en temel birim spor kulüplerimizdir. Bu gün Avrupa kıtasındaki ülkelerin sistemi incelediğinde hepsinde ortak noktanın kulüpler olduğu görülmektedir. Ayrıca bir başka birimin bu sistemin geliştirilmesinde rol almadığı dikkat çekici şekilde görülmektedir. Amerika kıtasındaki ülkelerde bu görevin kolejler üzerine kurulduğu görülmektedir. Özellikle NBA, NFL, gibi federasyonların daha çok kolej üzerinden etki yarattığını belirtebiliriz. Bu ülkelerde kolejlerin ek bir görev üstlendiğini belirtmek isterim. Ülkemizde Cumhuriyet öncesi ve sonrası spor temelinin kulüpler üzerinden atıldığı görülmektedir. Bugün de bu sistemin kulüpler üzerinden yürütülmesi gerektiğini hatta daha fazla etkinleştirilmesini düşünenlerdenim.
Ülkemizde kulüplerin dağılımına bakıldığında profesyonel ve amatör kulüplerin varlığı bilinmektedir. Profesyonel kulüpler il ve bazı ilçe kulüplerinin yerel yönetimlerin gücü ve bazılarının reklam sponsorluk gelirleri ve bağışlarla faaliyetlerini sürdürdükleri bilinmektedir. Bazı büyük kulüplerin şirketleşme yolunu seçtikleri buna bağlı olarak farklı gelirleri bulunmaktadır. Profesyonel kulüplerin her ne kadar gelirleri oluşsa da giderleri de azımsanmayacak düzeydedir. İlave olarak basın ve medya organları sayesinde tanınırlıklarıyla üzerlerine düşen sporcu yetiştirme ve spora katılım görevini yerine getirmektedirler. Fakat amatör kulüplere bakıldığında bu durumun hiç böyle olmadığı görülmektedir. Özellikle tanıtımı ve bilinirliği az olan, bu kulüplerimizde pazarlama faaliyetlerinin arttırılması gerekmektedir. Ayrıca faaliyet ve branş çeşitliliklerinin arttırılmasında da fayda vardır. Bu noktada yetişkin sporunun yanında altyapı, özel ve yaşlılarda spor organizasyonları kulüpler üzerinden faaliyetleri arttırılarak 7’ den 77 ye herkes için spor olgusunu hem resmi statü içerisinde hem de spor sağlık açısından arttırılması gerekmektedir. Ayrıca alt kademe antrenör olmuş kurs mezunlarımız biraz daha sahalara çıkarak bu anlamda faaliyetlerini ve katılımlarını arttırmalılar. Her amatör kulübümüzün altyapı kış ve yaz okulları olmalıdır. Cüzzi fiyatlarla bu eğitimler verilerek bu sayede bütçeler de oluşturulmalıdır. Sadece merkez ilçe ve illerde değil; aynı zamanda taşra bölgelerde de kulüplerimiz desteklenmelidir.
Bu faaliyetler sadece bununla kalmamalıdır. Kulüpler çeşitli projeler üretmeli ve bazı yapılan proje ve etkinliklerde de paydaş olmalıdırlar. Bunun yanında her kademedeki eğitim kurumlarımızın kulüpleri olması gerektiği gibi diğer kulüplerimiz de, eğitim kurumlarıyla işbirliği yapmalıdırlar. Sporla ilgili konularda tüm sivil toplum örgütlerine bilgilendirme toplantıları yapılmalıdır. Bu noktada Devlet birimlerimize de bazı görevler düşmektedir. Özellikle kulüplerimize sağlık, branşla ilgili teknik, ulaşım ve sosyal destekler sağlanmalıdır. Örneğin; her kulübümüze sağlık ve ilk yardım malzemesi dağıtılmalıdır. Teknik malzeme İstanbul Büyükşehir Belediyesi Tarafından dağıtılmaktadır. Bu noktada kendi adıma teşekkürlerimi sunarım. Sosyal yardımlar çeşitli teşviklendirme isteklendirme anlamında destekler sunulmalıdır. Özellikle Özel Sporculara Yönelik Branş Açan kulüplerimize çeşitli destekler sağlanmalıdır.
Sonuç olarak; kulüplerimizin daha aktif duruma getirilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bununla ilgili sponsorluk uygulamalarıyla ve verilecek olan kurslarla bütçeler oluşturulmalıdır. Bunun sonucunda da hizmetler merkezden taşraya doğru sağlanmış olacaktır. Unutulmamalıdır ki; ülkemizde bununla ilgili sponsorluk maddeleri bulunmaktadır. Bu maddeler kurumlar vergisi ve gelir vergisi kanunlarında belirtilmektedir. Bakanlığımız her ilçeye bir gençlik hizmetleri merkezi açması gerektiğine inananlardanım. Ayrıca Federasyonlarımız da illerin yanında ilçelerde de merkez ve takip noktaları ya da kişiler görevlendirilerek kulüplerimiz üzerinden süreci takip etmesi gerekmektedir. Tabi bu noktada spor eğitimi almış spor lisesi, önlisans, lisans, yüksek lisans ve doktora mezunu arkadaşlar da daha aktif ve katılımcı olarak bilgilerini ve tecrübelerini paylaşması gerekmektedir. İşte bu kuramsal çerçevede bir sistemden bahsetmek mümkün olacağı gibi, geleceğin sporcuları, antrenörleri, yöneticileri ve akademisyenleri yetişmesi için çok büyük bir adımdır.
Bu yazımda spor sisteminin temel taşı ya da en küçük yönetsel birimi olan kulüplerden bahsettim. Gelecek hafta sporla ilgili farklı bir konuyla görüşmek üzere…
Sağlık, mutluluk, esenlik ve sporla dolu günler dilerim.