Denetim, bir işin ya da oluşun yapılması ve gerçekleşmesinden sonra değerlendirilmesi sürecidir. Günümüzde faliyet denetimi, uygunluk denetimi ve mesleki özen, dikkat denetimi olarak en az 3 denetim türü uygulanmalıdır. Faaliyet denetimi, bir nevi operasyonel denetimdir. Yapılan işlerin, organizasyonların yapılış şekliyle ilgili denetimdir. Mesleki özen dikkat ise, sizin çalıştırdığınız personel öncelikle kanuna ve yönteme uygun bir şekilde seçilip seçilmediği ile ilgili olan denetim türüdür. Günümüzde daha yaygın olarak uygunluk denetimi yapılmaktadır. Yani uygun mu? Değil mi? “Kanun bunu diyor evet, müeyyidesi varsa yaparım, yoksa çok önemli değil.” Düşüncesiyle bir iş yapılmaktadır. Oysaki 3 denetiminde uygulanması gerekiyor. Bu 3 denetimin gözden geçirilmesi durumuna ben süreç denetimi diyorum. Günümüzde yapılması gereken de budur. İşin can alıcı noktası: Siz, eğer mesleki özen dikkat prensibine göre personel seçmezseniz, faaliyet denetiminin olumlu çıkmasının imkanı yoktur. Dolayısıyla ne organizasyonunuzu kurabilirsiniz ne de verimli bir çalışma ortamı oluşturabilirsiniz.
Süreç denetimi sporda nasıl oluşturulabilir? Sorusunu sormakta fayda var. Ülkemizde öncelikle merkezi bir spor yönetiminin olduğunu belirtmeliyim. Buna bağlı olarak merkezi bir yönetim ve bunların il ve ilçelerdeki müdürlükler gibi taşra teşkilatlarından oluştuğu bilinmektedir. İllerin hizmetlerinin son derece etkin gittiğini söyleyebiliriz. Hatta önceki yıllara göre başarılı olduğumuzu söylemek gereklidir. Fakat bu hizmetlerin ilçelere daha sınırlı gittiği hatta hiçe yakın gittiği de bir gerçek. Bakanlığımızın ne yapıp edip ilçelere de hizmetini arttırması gerekmektedir. Burada aslan pay öncelikle federasyonlarda olmalıdır. Nasıl ki, federasyonların temsilcilikleri illerde varsa; bu spor federasyonların birer tane ilçe temsilciliklerinin olması gerekmektedir. Zira, antrenör eğitimleri ve kasaba seminerleri oluşturulmalıdır. İlgili federasyonların faaliyetleri ilçelerde de aktif duruma getirilerek hem yetenek seçimi aktifleştirilmeli; hem de üstte nasıl uygulama varsa, altta da benzer uygulamalarla tek bir uygulama şekline dönüştürülmelidir. Kısacası, ilçelerde de merkezi sisteme yönelik bir adem – i merkeziyetçi(yerinden yönetim) uygulama süreci söz konusu olmalıdır. Aksi durumda İlçe Spor Müdürlüklerinin özel bütçeli olması bu durumu derinden etkilemektedir. Ayrıca mesleki özen dikkat denetimleri belediyeler bazında da denetime tabi tutulmalıdır. Örneğin, bugün bir salon açıldığında nasıl ki, belirli bir zorunluluk getiriyorsanız, aynı şekilde belediye ve şirketlerinde de tek tip uygulama olmalıdır. Aksi durumda haksız rekabet olduğunu belirtmeliyim. Bugün KPSS gibi bir sınava bakılmaksızın oraya personel alıyoruz. Oysa ki KPSS ya da en azından benzer kriterlerde(en azından belge) personel alınmalıdır. Kısacası Tam bir Devlet Politikasıyla hareket edilmelidir. Özetle şunu demek istiyorum; 3289 sayılı Spor Müdürlüğü yasasına göre antrenörlük yönetmeliğinde belirtilen şartlar neyse, aynı şekilde belediye, spor salonları, dernekler, spor kulüplerine hatta ve hatta Diğer kurumlara bile bire bir uygulanmalıdır. Devlete bağlı olan tüm yapılarda sistem KPSS üzerinden ya da 3289 a göre yürütülmelidir(Böylelikle atama sorunları da biraz olsun çözüme kavuşur.). Tabi yaptığı işe göre ilave belgeler de(3289 a göre) kesinlikle istenmelidir(Örneğin mezuniyet artı ilgili branşın antrenörlük kademesi, masörlük belgesi, kondisyonerlik belgesi gibi). Bu sistem merkezi olarak atanmasa bile ona yakın kriterleri içermelidir. Çok mu zor? Gençlik Spor Müdürlüğü böyle yapıyor. Bu arada mülakat yapılacaksa bile(Ben mülakat tarafında değilim, çünkü siyasi torpil ve dedikodulara maal vermektedir.) en azından alanla ilgili(havadan sudan değil sadece ilgili spor alanını kapsamalı) sorular sorulmalıdır ve sorular noter onaylı yine denetimli zarflara konularak(spor bilim kurulu oluşturmalıdır.) sadece zarftaki sorular sorulmalıdır. Bu arada mahalle kulüpleri bile bu resmi belge kriterlerine göre oluşturulmalıdır. Dolayısıyla bunu düşündüğümüzde uygunluk denetimini bile yapamıyoruz. Bunun en büyük sebebi bir önceki yazımda bahsettiğim konulardır. İşin kötü olan yanı çabamız da yok. Oysaki buradaki amaç kaliteli hizmet olmalıdır. Bir de faaliyet denetimi dediğimiz bir durum var ki; onu hiç sormayın zaten…
Örneğin kulüplerde biz bir gruba gereğinden fazla öğrenci alıp ondan sonra sporcu yetişmiyor, diyoruz. Bir grupta en fazla 10 – 15 kişi olsun bakalım; sporcu yetişiyor mu, yetişmiyor mu? Bu, organizasyon hatasıdır. Halbuki, spor genel müdürlüğü nün fahri antrenör yönetmeliğinde bu grupların sayısı bile belirtilmektedir. Kanun ve yönetmelik okumadığımız gibi, böyle bir yönetmelikten haberi olmadan kafalarına göre felsefi yakıştırmalar yapanlar da var. Ancak, verimli olabilmek için bunu uygulamalısınız. Biz sistem ve süreç denetiminden bahsediyorsak ya da kitaplarda okuyup seminerlerde konuşuyorsak bunları yapmalıyız. Eğer, sadece uygunluk denetimiyle yola çıkarsak var mı, var denetiminden öteye gidemeyiz. Günümüzde artık süreç denetimleri yapılmaktadır. Federasyonlar bile ilgili bölgelerde işleri takip ederek süreci gözlemlemelidirler. İlçelerdeki antrenörler bu temsilciliklere bilgi ve antrenmanları hakkında rapor götürmelidirler. Bunlar federasyonların eğitim ve teknik kurullarında toplanıp değerlendirilmelidir. Hatta ilgili branşı uygulayan kulüp o branş için uygun mu? Yeterli bütçeye sahip mi? Sahipse ilgili branşa bütçe ayırıyor mu? Ya da tesisleri o lige uygun mu? Bu sorular denetimlerde doğru şekilde sorulmalıdır. Sayıyı tamamlayalım mantığıyla bakılmamalıdır. İş olsun da nasıl olursa olsun mantığıdır, bu.
İlçeleri, mahalleleri ve köyleri bu sistemin içerisine dahil ettiğimizde ülkemizde bir spor sisteminden bahsetmiş olacağız. Ayrıca düzenlenen yaz okullarına da ilçe federasyon temsilcilerinin seçmiş oldukları 2. Kademe antrenörlük belgesi olan hocalarımız yönlendirildiğinde ve altlarına da en az 1. Kademe antrenör yönlendirildiğinde sistem makine gibi işleyebilir. Eğitimli istihdam sorunu da biraz olsun giderilebilir. Diğer kişiler gönüllü çalıştırıcı olabilir, ancak. O yüzden futbol federasyonunun yaptığı uygulama gibi her federasyon gönüllü çalışan belgesi vermelidir. Hatta branşta çok fazla çalışmamış kişiler antrenörlük belgesinden önce 2 yıl gönüllü çalışma zorunluluğu getirilmelidir. Bu, tüm federasyonlarda uygulanmalıdır. Bununla birlikte en iyi yetenek seçim alanları yaz ve kış spor okullarıdır. Faal antrenörlerin olduğu yerde yetenek kolaylıkla seçilebilir. Yetenek seçimi yalnızca motorik özelliklerle olmaz. Motorik özellikleri görmek sadece bir basamaktır. Bundan sonraki süreç faal bir antrenörün sporcuyu branşın içerisinde görmesiyle gerçekleşir. Bu sebeple doğru stratejilerle özellikle gözden kaçan iller, ilçeler, köyler ve mahallelerde de bunların denetlenebilir bir biçimde uygulanması gerekmektedir. Böylelikle yetenek havuzunun içerisindeki öğrenci sayımızı da doğru denetim mekanizmalarıyla artırabiliriz.
Sağlıklı, mutlu ve sporla dolu günler dilerim.
Esenlikle kalın!