Koronavirüs süreci etkisini kaybetmeden devam ediyor. Önceki yazımda da belirttiğim gibi tabiri caizse su gibi yayılım göstermekte. Bu süreçte milletimiz tam bir birlik ve beraberlik örneği göstererek salgınla mücadele etmektedir. Fakat, bu noktada hiçbir şekilde taviz vermeden tedbirlerimize devam etmeli dışarı çıkma mecburiyeti olmayanlar evlerinde kalmalıdırlar. Açıkçası evlerinde kalanlar bu günleri fırsata çevirmeliler. Kitap ve kültür düzeyimizi geliştirmeliyiz. Bununla ilgili spor camiasındaki arkadaşlarımı düşündüğümde alan kültürel birikimimizin üstüne bilgi koymamız gereken zaman diye düşünüyorum. Özellikle sporcular bu dönemi boş geçmemeliler. Çalışamadıkları teorik bilgilerini bu dönemde geliştirmeliler. Çünkü bu günler geçecek ve hayatın normale dönüş esnasında en azından bu süreci bilişsel ve analitik olarak değerlendirmeliyiz. Ancak, bu süreç sonucunda nasıl bir piyasanın olacağını da düşünmüyor da değilim.
Özellikle spor camiası…
Spor camiasından ilk haberi aldık; Futbol Federasyon Başkanımız Sayın Nihat ÖZDEMİR, açıklamayı yaptı ve ligler başlasa bile bunun haziran ayında olabileceğini söyledi. Şimdi liglerin Haziran ayında başlayacağını düşünürsek ki, bu tüm alt üst kümeler için geçerli bir durum. Özellikle bu dönemde oyuncularımızın evlerinde ya da boş alanlarda çalıştığı bilgisine sahibiz. Ancak, bu dönem geçiş dönemi olarak tanımlanabilir. Daha fazlası değil. Yani tam bir geçiş dönemi bile sayılamaz. Çünkü sporcuların metabolik süreçlerinin düştüğünü hatırlatmalıyım. Dolayısıyla bu süreç sonrası, takımlar aynı sezon başı gibi bir sürece girmelidir. Hatta 3. bir kamp bile yapabilirler. Bazı sporcular için detrainning(spora ara verme, antrenmansız kalma) süreci de olmuş olabilir. Hatta hazırlık maçı bile oynamaları gerekebilir. Sezonda hesaplanan maliyetler değişecektir. Açıkçası bunu süper lig zaten yapmalıdır ama 1, 2 ve 3. Lig de bu süreci bu şekilde bir geçiş dönemi olarak görmelidir. Tabi ki diğer branşlarımızda alt yapılardaki öğrenme süreçlerinde de sarmal sistemde bilgilerin geri sarılması ve tekrarlanması gerekmektedir. Futbol branşından tabi ki bu açıklama yapıldı ancak ben bunu diğer federasyonlar için de ölçüt olarak görmekteyim. Diğer branşlarda da bu sürecin böyle olacağını düşünüyorum. Şunu sorabiliriz aslında, Haziran acaba doğru bir tarih mi? Çünkü oyuncuların önceki seviyelerine geri dönmeleri için de en az 6 haftalık bir süreye ihtiyaç bulunmaktadır. Şu anlık süreç 21 günü geçti ve 21 gün sonrası metabolik süreç eski haline dönüşü en az 6 haftalık bir süreçtir. Umarım bunlar dikkate alınır. Bir şeyleri acele yapmak, yanlışları getireceğini düşünüyorum. Bu belirttiğim sadece futbolda değil, diğer branşlarda da geçerlidir. Bunu üst düzeydeki kulüpler uygulayabilirler fakat alt ligler ve branşlar daha da tedbirli davranmalıdırlar. Spor camiası şu dönemlerde eksikliklerini yönetimsel ve bilgi anlamında gidermelidir. Analizler yapılmalı, farklı bilgi ve görüşler hakkında bilimsel kitaplar ve araştırmalar okunmalıdır. Hatta bilimsel anlamda çalışmalar yapıp bu işin bilgi ve normlarına hakim kişilerden görüşler alınmalıdır. Çünkü bu sürecin sonrası spor camiası için birçok şeyin değişeceğini gösteriyor. Bu sürece hazır girmek açısından bu zamanı evlerimizde ya da idari binalarımızda boş geçirmemiz gereklidir.
Diğer bir bakış açısı ise, işin ekonomi tarafında gizli. Spor camiasının uluslararası çapta etkilenmesi ekonominin çarpan etkisiyle birlikte oyuncu transferlerinin en az 2 yıl yavaşlayacağını düşünüyorum. Şu da kafamda ciddi bir soru: Futbolda UEFA finansal fair play uygulamasını rafa kaldırabilir mi? Kaldırmadığı takdirde oyuncu devir hızında hissedilebilir bir düşüş olacaktır. Ayrıca, organizasyonlardaki katılım oranı da en az 1 yıl etkilenecek gibi görünüyor. Spor ekonomisinin uzmanlarca ¼ oranında düşeceği düşüncesi hakim. Bu da ülkemizde alt yapı kavramının ön plana çıkması gerektiğini göstermektedir. Yani oyun cazip ve zevkli hale getirilmelidir. Bu da alt yapı sistemlerinin geliştirilmesiyle mümkündür. Bugünden tezi yok tüm branş sorumluları alt yapılarını harekete geçirmelidir. Kısacası yeni bir jenerasyonun ve dönemin anlaşılması ve buna göre yeni bir planlama geliştirilmelidir. Bu dönem aslında sadece sporda değil, tüm alanlarda yeni jenerasyon çalışmalarının ön planda tutulması gerektiğini göstermektedir. Bugün bizim yetenek çalışmaları ismiyle başlattığımız çalışmalar yerini artık fiziksel uygunluk çalışmalarına bırakmalı ve bu raporlar ilgili branşların antrenörlerine gönderilmelidir. Dolayısıyla sporda üreten bir ülke olmamızın birincil şartı “federasyonlarımızın antrenörlük yetkisi” vermiş(beden eğitimi ve spor lisans eğitimi mezunları) kişilere yönlendirilmelidir.
Eğer bu süreç iyi değerlendirirsek çok güzel günlerin bizleri beklediğini söylemeliyim. Bunun için de herkes tedbirleri elden bırakmamalıdır. Devletimiz gerekeni şu an yapıyor ancak bireysel olarak yapılması gerekenler yapılmalıdır.
Herkese sağlıklı, mutlu ve sporla dolu günler dilerim.
Evde kal Türkiye!