Sağlık, Dünya Sağlık Örgütünün(WHO) belirttiği tanıma göre; sadece hastalıklardan korunmak değil; fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden iyi olma halidir. Günümüzde sağlık sektörü serbest piyasada ciddi büyüme eğilimindedir. Bundan 15 yıl öncesine kadar sağlık kurumları kapsamında devlet kurumlarının daha ön planda olduğu görülmekteydi. Bugün ise, özel sektörde sağlık kurumları ciddi anlamda büyüme göstermektedir. Bunun en önemli etkeni sağlık hizmetlerinin ve buna bağlı olarak amaçlarının artması olarak gösterilebilir. Sağlık hizmetlerinin artmasındaki en önemli sebep, hastalık çeşitleri ve görülme sıklıklarının artmasıdır.
Sağlık hizmetleri genel olarak; tedavi edici, rehabilite edici ve koruyucu sağlık hizmetleri olarak üç gurupta toplanmaktadır. Dolayısıyla Dünya Sağlık Örgütü klasik tanımını bu boylamda yapmıştır. Tedavi hizmetleri dendiğinde bireylerin ilgili rahatsızlığa yakalandıktan sonra tedavi etmek için yapılan hizmet türü olarak akla gelmektedir. Rehabilite edici sağlık hizmeti ise, bireylerin hastalık tedavi edildikten sonra normal yaşama dönüş ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek fonksiyonlarının önceki durumuna getirilmesiyle ilgili uygulamalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanında rehabilitasyon, özel gruplarda da uygulanmaktadır. Koruyucu sağlık hizmetleri, sağlığın korunması için alınan tedbir ve uygulamaları içermektedir. Bir ülkede en önemli sağlık hizmeti hastalıklar ortaya çıkmadan önce alınan tedbir ve uygulamalar olarak görülmektedir. Tabi burada ülke politikaları da önemli yer tutmaktadır. Bir toplumun hijyen farkındalığının oluşturulmasından beslenme, dinlenme, ve çalışma ortamlarının düzenine kadar bu hizmet alanına girmektedir. Bu hususta genelde önemsenmeyen nokta egzersiz ve spordur. Günümüzde iyi olma hali dendiğinde 3 unsur dikkate alınmalıdır. Bunlar: Fiziksel, ruhsal ve sosyal unsurlardır. Bir birey ilk önce fiziksel olarak iyi olmalıdır. Bu da hareketle mümkündür. Sağlıklı bir insan hareket etmelidir. Temelde insanoğlu hareket etmek için dünyaya gelmiştir. İlk insan (homosopiens) av olmak ya da avlanmak için dünyaya gelmiştir. Dolayısıyla insanoğlunun genetiğinde hareket etmek vardır. Fakat sanayi inkılabından öteye gelindiğinde, insanoğlu hareketsizlikle ve bunun sonucunda oluşan rahatsızlıklarla uğraşmaktadır. Bu bağlamda omurga ve eklem rahatsızlıkları, diyabet, tansiyon, kolestrol, kalp rahatsızlıkları, psikolojik rahatsızlıklar günümüzde pek sık rastlanmaktadır. Bunun neticesinde spor ve egzersizin ne kadar önemli bir koruyucu sağlık hizmeti olduğu ortaya çıkmaktadır.
Spor ve sağlık konusu aslında antik çağlarda Yunanlılar, Atinalılar, Sümerler, Romalılar, Spartalılar ve diğer Anadolu uygarlıklarında da çeşitli duvar resim ve yazıları, kazılarda rastlanmıştır. Yapılan araştırmalarda Yunanlılar ve Atinalılarda palestra dedikleri cimnastikhaneler vardır. Bu salonlar o zamanın koşullarında cimnastik ve egzersiz salonlarına benzer aletlerle donatılan ve çocukların buralarda çalıştıkları ve bunu hayatta kalmak için bir iç disiplin olarak yaptıkları bilinmektedir. Yine Anadolu uygarlarlıkları Sümerler Akalar gibi topluluklarda çeşitli taşlarla ve yine taşlardan yapılmış malzemelerle farklı çalışmalar yapıldığı araştırmalarda görülmektedir. Aslında sağlıklı yaşamın temeli alt yaş gruplarına dayanmaktadır. Bugünde sağlıklı nesiller oluşturmak için çocuklarımızın küçük yaşlarda(3-5 yaş) çeşitli egzersizler ve oyun oynaması gerekmektedir. Özellikle temel spor branşlarını(cimnastik, yüzme, buz pateni, bisiklet) uzman antrenörlerle çalışması gerekmektedir. Bu yaş grubunda belirli zorluktaki akrobatik hareketleri yapmalıdır ki ileri ki yaşlarda tendonları kuvvetli esnekliğinin yanında çeviklik özelliği gelişmiş nesiller yetişebilsin. Ve bu yaşam felsefesi şekline dönüşmelidir. Küçük yaşta karmaşık becerileri(zor becerileri) yaptığında büyüdüğünde takım sporlarına ya da daha kolay branşlara uyum sağlayabilmesinde kolaylık sağlayacaktır. Bugün başarılı ülkelere bakıldığında bu felsefeyi ve sistemi oturtturdukları görülmektedir. Bu ülkelerin koruyucu sağlık hizmetleri oranı yüksek, tedavi edici sağlık hizmetlerine harcanan giderlerin düşük olduğu dikkat çekici bir ayrıntıdır. Günümüzde her ebeveyn çocuğunu 3 – 5 yaşlarında egzersiz ve spora başlatmalıdır. Buna bağlı olarak çocuk ileride farklı bir spor dalıyla uğraştığında temel fiziksel özelliklerden olan genel koordinasyonu belirli bir seviyeye geldiğinden, koordinasyon öğeleri(adaptasyon, denge, yön bulma, ritim yetisi, hareketi algılama, elastizite) bakımından ilgili branşa uyumu ve o branşı gerçekleştirmesi daha kolay olacaktır. Bununla birlikte çocuklarımız sevdiği ve istekli olduğu branşı yaşam boyu devam ettirmeleri sağlanmış olacaktır.
Bu yazımda spor ve egzersizi sağlıklı yaşamla ilişkilendirmeye ve sonucunda sağlıklı nesillere nasıl gidileceğini anlatmaya çalıştım, sonraki yazımda çocuklar ve temel özelliklerinin gelişimi hakkında birlikte olacağız. Spor ve egzersizle, sağlık, mutluluk ve esenlik dolu günler dilerim.