Grup ortak gaye ve düşüncesi olan 2 veya daha fazla kişiden oluşan topluluktur. Grubun özellikleri, ortak gayesi, düşüncesi, paylaştıkları duygularından meydana gelmektedir. Grupların ortak amaç ve hedefleri bulunmaktadır. Spor taraftarları da klasik grup tanımında olduğu gibi ortak amaç ve hedefler doğrultusunda takımlarını desteklemektedirler. Hatta günümüzde çoğu takım sporunda “artı bir” olarak ifade edilmektedir. Bence bundan daha fazlası; çünkü takımının lisanslı ürünlerinden tutun da, bilet ve kombinelerini satın alıp, hatta kampanya ve projelerine kadar birçok organizasyonlarına katılmaktadırlar. Bu sayede kulübüne maddi ve manevi katkı sağlamaktadırlar. Literatürde spor taraftarı müşteri benzetmesi yapılmakta, ancak bu müşteri olarak görülemez. Tamamen duygusal bağ söz konusudur. Özellikle spor ürün ve hizmetlerinin soyut ve dayanıksız olması taraftarın önemini fazlasıyla ortaya koymaktadır.
Taraftar olgusuna sosyolojik, psikolojik ve ekonomik olarak birçok açıdan bakmak mümkündür. Ancak, sosyolojik tarafı dikkat çekici bir unsurdur. Nasıl ki; spor takımlarının sosyolojik bir grup olması önemli ise; taraftarlık duygusunda da grup olgusu çok önemlidir. Geçmiş tarihte birçok kez gündeme gelen takım taraftarları olmuştu. Özellikle, ülkemizde bazı taraftarların birlikte hareket ederek oyuna ciddi etkide bulunduğu belirtilmekteydi. Bunun en büyük etkisi sosyal psikolojik olgu ve grup dinamiğidir. Ortak duygu ve düşüncelerin dışa yansımasıdır. Bu duyguların oluşmadığı durumda ise, gruptan değil; kalabalıktan bahsetmek mümkündür. Taraftar gruplarının kalabalık niteliği taşımasında kulüplerin çok büyük bir etkisi vardır. Bu noktada taraftar değerlendirmesinde sadece lehine olan durumlarda tepki vermek ya da sadece tek taraftan bakmak değil; grubu sosyolojik olarak doğru tarafa yönlendirmek, gereklidir. Dolayısıyla aleyhine olan durumları da doğru yorumlamaları ve tepkilerde bulunmaları gereklidir.
Dünyada önemli organizasyonlarda taraftar experleri(uzmanları) görevlendirilmektedir. Taraftar uzmanları, taraftar topluluklarının bütün olarak hareket etmelerini ve tepkilerini sosyolojik olarak düzenleyen bir yapı oluşturmaktadırlar. Önceki yıllardaki organizasyonlarda Meksika Dalgası ve son yıllarda İzlanda taraftarının çeşitli tezahüratları(Balina çağırma sesi) bu bütünlüğü en iyi gösteren örneklerdir. Özellikle yarışmalarda bu uygulamalar taraftarların bir bütün olarak hareket etmelerini sağlayarak, olumsuzlukların ortaya çıkmasını önlemektedirler. Buna benzer uygulama ve organizasyonlar, sadece yarışma ve müsabaka günlerinde değil; aynı zamanda taraftar derneklerinin faaliyetlerindeki eğitimleri de kapsamaktadır. Özellikle saldırganlık şiddet konularında değerler eğitimleri gibi örneklerin de gösterildiği platformlar da buna dahil edilebilir. Bu eğitimlerle birlikte taraftarlığın bir bütün olarak takımının menfaatleri doğrultusunda uygulanması söz konusu olmaktadır. Taraftarlar aynı zamanda sosyal medya ve çeşitli tutundurma etkinliklerinde de önemli boy göstermektedirler. Özellikle verdikleri mesajlarla spor yönetiminin kararlarını dahi etkilemektedirler. Bu açıdan sporda fair play, spor sosyolojisi ve psikolojisi alanlarında faaliyetler düzenleyip bu açıdan farkındalık oluşturularak, eğitimler verilmelidir.
Taraftar, sporun içerisinde düşünülüp doğru yönlendirilmesi gereken topluluk olarak algılanmalıdır. Kulüplerimiz ve çeşitli kurumlar bu noktada gerekli çalışmaları yapıp farkındalık eğitimleri vermeli ve projeler yapmalıdırlar. Bu sayede Taraftar – kulüp olgusunun doğru bir şekilde hissedilip düzenli ilişkiler kurulması sağlanmalıdır.
Herkese mutlu, sağlıklı ve sporla dolu haftalar dilerim.