Bu konu spor alanında uzman kişiler tarafından detaya girilmesi ve ciddi öngörüler, düşünceler ortaya atılması gereken bir konudur. Hocam, aklınıza nereden geldi bu? Diye soru soranlar olabilir. Mimari sizin alanınız değil ki, diyen de olabilir. Mimari konusu evet mimarların ya da mühendislerin konusu olabilir. Ancak spor dediğimizde kullanım alanlarının işlevselliğinden bahsetmek gerekiyor. Ayrıca bu işlevselliğin tesisler yapılmadan önce proje esnasında düşünülmesi gerekiyor. Dolayısıyla mimariden bahsederken, ben sütun kolon gibi konulardan değil tesislerin işlevselliğinden bahsedeceğim. Dolayısıyla spor, malzemesinden tesisine kadar işlevselliğe dikkat edilmesi gereken bir alandır. Bununla birlikte yapılan işin sahada daha etkin olabilmesi için uygulamacı, yönetici ve teknik uzmanlarla ciddi bir mütabakat ve mütalaaya ihtiyaç vardır.
Türkiye’ de spor mimarisinin ilk çalışmaları 1936 yılına rastlamaktadır. O dönem Türk Spor Kurumu tarafından bir kanun tasarısıyla ortaya atılmıştır. Fakat, uygulamaya girişi 1938 de olmuştur. Türkiye’ de spor mimarisinin öncüsü Nizamettin DOĞU’ dur. Bu kaynak Prof. Dr. Bilge DONUK’ un son kitabı olan Tam Yol Yönetim kitabında detaylı bir biçimde bahsetmektedir. Bu yazımda kitabın detayına girmem doğru olmaz. Meraklısı varsa kitabı alarak içerisindeki derlemeyi okuyabilir. Bu noktada spora verdiği katkılardan dolayı hocamıza teşekkür ederim. Ancak benim dikkatimi çeken o dönemden bu döneme gelinceye kadar bu tesislerin yeterli bakımının yapılmadığı ve tasarımında birkaç yapı malzemesi hariç yenilikçi bir düşüncenin yer almadığıdır. Evet, şunu da belirtmek gerekir ki, ülkemize bugüne kadar çok iyi tesisler de kazandırıldı. Fakat, antrenman tesisleri olarak halen yetersiz kalınıyor, diyebilirim. Belki major kulüplerin tesisleri çok iyi ya da idare edebilir. Ancak aşağılara indiğimizde 2. 3. Lig kulüplerinin antrenman sahalarının olmadığını görebileceğimiz bir sürü örnek bulunmaktadır. Bunun yanında okul yanlarında bulunan salonlar okul beden eğitimi ve spor öğretmenlerimizin sporu yayması için kullandıkları salonlardır. Bir şey daha belirtmem gerekir ki, çok amaçlı spor salonu birkaç branş hariç diğer branşların geliştirilmesi için yeterli seviyede değildir. Daha doğrusu her grup branş için ayrı bir tesisin varlığına ihtiyaç bulunmakta ya da mimarisinin uygun dizayn edilmesi gerekmektedir. Örneğin; bir cimnastik salonunda zeminde aşağıya doğru bir minder havuzu inşaa edilmesi gerekmektedir. Bir futbol sahasının kalelerinin çıkarılabilir olması gerekiyor ki, çim hokeyi, rugby gibi branşlara dönüştürülebilsin. Bir buz pateni salonu için etrafında geniş bir alana ihtiyaç vardır ki, buz yapma makinesi yerleştirilebilsin. Ya da curling, short track, senkronize buzda dans gibi branşlara da uygun olması gereklidir. Kapalı spor salonlarının seyirci kapasiteleri, anons bölgeleri, hatta seyirci üst kısımlarda kulüp odalarının ve personel odalarının, basın tribününün protokol tribününün bulunması gerekmektedir. Salonlarda elektronik sistemleri geliştirilmiş düzeyde olmalıdır. Bir tenis stadyum yapısı çok farklıdır. Belki kalabalık seyirci kapasitesine ihtiyaç olmayabilir. Ancak toplamda 2000 kişilik seyirci potansiyeli olan en az 2 korta ihtiyaç vardır. Ama bunun yanında en az 4 adet küçük tribünlü antrenman kortuna ihtiyaç bulunmaktadır. Su sporları için de ilgili organizasyonları kaldırır düzeyde olması gerekli.
Tesislerin yapımında bazı doğa şartlarına da dikkat edilmesi gereklidir. Örneğin; aşırı rüzgar alan bölgeye açık tenis kortu yapılamaz. Kortların Kuzey Güney yönünde uzanarak güneşi yandan alması gerekmektedir. Futbol sahası için stadyum rüzgarlıkları düşünülmelidir. Diğer Açık takım sporları sahaları için de aynısı geçerlidir. Yine bireysel mücadele sporları için de 2 ayrı 200 mt2 yer olmalıdır. Bunlardan biri mutlaka güreş ve judo diğer ise, savunma sporları için ayrılmalıdır. Bunun haricinde salonların yükseklikleri ve kullanılan malzemeler, soyunma odalarının yapıları, ısı önemli faktörler arasındadır. Mümkünse spor tesisleri sadece spor amaçlı kullanılmalı ve yanında farklı amaçlı resmi binaların yapıların olmaması gerekmektedir. Bu, güvenlik açısından olayların ve organizasyonların karışmaması, kaos ortamının olmaması için çok önemlidir. Bu mimari yapıların içerisine günümüzde gençlik merkezleri eklenmektedir. Bence, gençlik merkezlerinin görevini kültür merkezi gerçekleştirmektedir. Fakat her mahalleye ya da her iki mahalleye bir tane çocuk merkezi yapılmalıdır. Her belediyenin kültür merkezi gençlik merkezidir zaten. Fakat çocuk merkezinin amacı 4 – 10 yaş çocuklara boş vakitlerini düzenli ve etkin değerlendirdikleri aktiviteleri sunmanın yanında onlara ileri de yapacakları kültür, sanat ve spor etkinliklerine hazırlayıcı faaliyetler sunmak olmalıdır. Topluma uyum sağlayan kuralların öğretilmesinin yanında bu merkezin en az 3 atölyesinin olması gereklidir. Hareket Atölyesi, Sanat Atölyesi ve Kültür(kültürel çizgi filmler, ahlak ve görgü kuralları vb.) atölyeleridir. Bu noktada içerisinde mini kütüphanenin yer aldığı bir yapı hazırlanmalıdır. Ayrıca burada çocuklarımızın tüm özelliklerinin bir sisteme kayıt edilerek bir network oluşturulmalıdır. Ebeveynlerin buradan her çocuğun özelliklerini öğrenebilecekleri ve arşivden takip edecekleri bir web sitesi olmalıdır. Yetenek seçiminin temeli takip ve gözleme dayanmaktadır.
Spor tesisleri yapılırken içerisine bir performans ve sporcu sağlığı merkezi planlanmalıdır. Her ne kadar bir profesyonel sporcu sağlığı merkezi kadar olmasa da Eurofit saha testlerinin uygulanabileceği basit cihazlar olmalı, kulüpler bunu kontrollü ve izinli şekilde kullanabilmelidirler. Ama unutulmamalıdır ki, bu tesislerin yapımından çok bakımı daha önemlidir. Şu an da ülkemizde yıllar önce yapılmış ve yenilenmemiş birçok tesis, salon ve saha bulunmaktadır. Oysaki bir tesisin ömrü 100 yıl kullanılacakmış gibi inşa edilmelidir. Ama yenilenirse; günümüz şartlarına göre zamanında restore edilirse bu geçerlidir. Bir tesis kuruluyorsa onun antrenman sahaları da mutlaka düşünülmelidir. O zaman ilgili tesislerin kullanımı daha uzun yıllar olur.
Herkese sağlıklı mutlu ve sporla dolu haftalar dilerim. Esenlikle kalın…